Dünyayı gezerken bizi takip edin, maceramıza ortak olun !

Viyana, AVUSTURYA

By 7/05/2012 ,

Viyana aslında Orta Avrupa turumuzun son durağıydı…Tur şirketlerinin web sitelerini sık sık karıştıran biriyseniz zaten Prag-Budapeşte-Viyana üçlüsünün ününü duymuşsunuzdur :) Olsun… üçüncü durak da olsa ben önce Viyana’yı anlatmak istiyorum çünkü bu şehri çok beğendim…
Budapeşte’den Viyana’ya tatilimizin 7ci gününde “Orange Ways” otobüsü ile geçmiştik. 6 gün boyunca non-stop şehir keşifleri yaptığımız için, Viyana’ya vardığımızda çook ama çook yorgunduk :( Gözlerim yarı kapalıydı ama bu şehrin ne kadar düzenli ve güzel olduğunu hemen fark ettim :) Otelimiz Prater parkının arkasındaydı. Otele ulaşmak için parktan geçerken uykuyu, yorgunluğu unuttum ben… hemen nereleri gezeceğimizi, ilk nereyi ziyaret edeceğimizi planlamaya başladım…gelsin eğlence :)
Otele yerleştikten sonra karnımızı doyurmak için, japon lokantasına uğradık ve ben sushileri mideye indirdim :) Artık güne hazırdım :) Viyana’da da, Avrupa şehirlerinin çoğunda olduğu gibi, metro (U bahn), tramvay kullanımı çok kolaydır. Metro biletleri otomatik makinelerinden, tramvay biletleri ise gazete bayileri ve büfelerden alınabilir.  Her noktadan her noktaya ulaşım mevcuttur.




Bizim ilk durağımız şehir merkezi – yani Stephansplatz – oldu. Prater durağından metro ile bu bölgeye 15 dakikada ulaştık. “Stephansdom” yani Saint Stephen’s Catedral’i  bu “Innere Stadt” bölgesinde yer alır ve Viyana şehrinin simgesidir. Saint Stephen’s Catedral’i tam olarak Staatsoper’in (Viyana Devlet Operası) yanından geçen Kärntnerstraβe caddesi ile Rotenturmstraβe caddelerinin birleştiği meydanda yani “St. Stephansplatz” üzerindedir. 800 yıllık geçmişi olan, Saint Stephen Catedral’i tek kelimeyle büyüleyici. Katedral gotik tarzda inşa edilmiş, en dikkat çekici yeri ise Güney  Kulesi’dir. Hem Güney Kule hem de Kuzey Kule’den muhteşem bir manzara seyretmek mümkün. Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana kuşatması sırasında bıraktığı toplardan yapılan, Avusturya’nın en büyük çanını görmek isteyenler Kuzey Kule’yi tercih etsinler :) Stephansplatz şehrin en hareketli meydanlarındandır. Sokak çalgıcıları, katedral manzarası, fayton gezintileri… Fayton turu da bir Viyana klasiği olmuş adeta. Turistler faytonlara atlayıp, Viyana’yı hızlı bir şekilde turlama imkanı buluyorlar. Hem de romantik romantik :) Biz balayında olmamıza rağmen, bu kadar romantizm bizi bayar dedik :) ve faytona binmek yerine yürümeyi tercih ettik…


Katedrali gördükten sonra kendimizi  Rotenturmstraβe ‘ye yani Viyanın en işlek caddesine attık. Her şehirde olduğu gibi bu şehrin ana caddesinde yürümek de oldukça eğlenceliydi. Hediyelik eşya satan rengarenk mağazalar, birbirinden güzel kafeler ve restoranlar, butikler, sokak gösterileri ve H&M :) Daha ne isteyebilirim ki? :P  Bu caddeden “Bäckerstraβe” sokağını girip, sokak boyunca çok sayıda cafe ve restaurant bulabilirsiniz. Bäckerstraβe sizi Dr.Ignaz Seipel Platz meydanına ulaştırır. Bu arada Tuna Kanalını (Donaukanal) görmek isteyenler de Rotenturmstraβe caddesini takip edebilirler. Kanala yaklaştıkça cadde daha da eğlenceli hal alıyor. Ortaya şirin mi şirin pastaneler ve lezzetli mi lezzetli tatlıları çıkıyor :) Bi öğreniyoruz ki Viyanı’nın dünyaca ünlü pastası Sachertorte’mış. Tabi ki hemen sipariş veriyoruz ama pek beğenmiyoruz çünkü bu bildiğimiz çikolatalı kek :) Viyanı’nın diğer ünlü lezzetleri de  Apfelstrudel (sıcak elmalı strudel), Millirahmstrudel (kremalı strudel) ve Palatschinken (pancake). Eskiden olsa hepsini yerdim  ama evlendikten sonra pek tatlı sevmemeye başladım :) Pastaneden kalkıp yürümeye devam ediyoruz. Şehrin neredeyse her caddesinde olan Mozart mağazalarından bir sürü çikolata ve şekerleme satın alıyoruz :) Aşağıdaki fotoğrafımı göreceksiniz korkmayın o hala benim ama böyle renkli mağazalarda kendimi biraz kaybediyorum galiba :P Mağazadan çıkıyoruz ve gene yürüyoruz. Çok azimliyiz Tuna’ya ulaşacağız :) Vee ulaşıyoruz…peki değer miydi? Bence eh işte…Prag ve Budapeşte kanallarından daha çok etkilenmiştim açıkçası. Kanal boyunca sayısız restoran ve kafe görüyoruz. Tabi insanların denizi, boğazı olmayınca napsınlar işte nehir manzarası ile yemek yiyorlar :) İstanbul’un gözünü seveyim :)






Innere Stadt’da dolaşırken“Hofburg Sarayı’na ulaştık. Bu sarayın ana giriş kapısı Michaelerkirche Kilisesi’nin yer aldığı Michaeler Platz üzerindedir. Sarayın bahçesi inanılmaz beğendiğim bölgelerden biridir. Biralarımızı alıp çimlerin üzerine yayıldık ve buranın keyfini uzun uzun çıkardık :) Sonrasında yürümeye koyulduk ve ortasında “Maria Theresa Heykeli” bulunan Maria Theresien Platz’ı  keşfettik. Bu heykelin iki tarafında simetrik muhteşem iki bina bulunur: Doğa Tarihi Müzesi (Naturhistorisches Museum) ve Sanat Tarihi Müzesi (Kunsthistorisches Museum). 1890 yılında yapılan iki müze binasının içi çeşitli sanatçılar tarafından muhteşem şekilde düzenlenmiş. Biz görmedik :) Burayı da doya doya fotoğrafladık, yol üstünde ertesi gün için klasik müzik konser bileti aldık ve otelimize geri döndük. O gün ne yedik hatırlamıyorum ama Viyana halkının öve öve bitiremediği Schnitzel olmadığı kesin :) Bu arada Viyana da Paris, Bratislava, Prag ve Londra gibi, kendi üzüm bağlarına sahip dünyadaki çok az sayıda başkentlerden biriyimiş. Şarap dışında bira da Viyana’da en çok tüketilen alkollü içecekmiş. “Beisl” bu biraların tadına bakabileceğiniz publardan sadece biridir.











Viyana’nın 2. bölgesinde yer alan “Prater Park” 1897 yılında yapılan, 65 metre yüksekliğinde, dünyanın en eski ve büyük “Dönme Dolabı (Riesenrad)” ın yer aldığı, akşam otelimize dönerken uğradığımız parktır. Dönme dolaba binerek buradan şehrin güzel manzarasını seyredilebilir. Hafiften yağmur atıştırmaya başlar, bize “Hay Allah insanın her tatilinde mi yağmur yağar yahu” dedirtir ama olsun gene de parktaki etkinliklere katılıp keyifli saatler geçirilir :) 



İnanamıyorum daha sadece ilk günü anlatabilmişim :) Neyse, ikinci gün gene Rotenturmstraβe ‘daki Starbucks’da kahvaltı ettikten sonra Müzeler bölgesine (Museumsquartier) geçtik. Bu bölgede MUMOK (Museum of Modern Art), Leopold Museum ve AzW (mimarlık müzesi) gibi müzeler yer alıyor. Bu bölge Viyana’nın en ünlü, en tarihi ve en güzel “Ringstraβe” caddesinin üzerinde yer alıyor. Caddeden sapmadan yürüyerek bütün Viyana'yı gördük diyebilirim :) Parlamento binası, Viyana Opera Binası (Staatsoper), Burgtheater, Üniversite binaları, Rathaus (Belediye binası), vs.  Arzu eden caddenin civarında yer alan Sigmund Freud, Anton Bruckner ve Beethoven gibi sanatçıların evlerini  ziyaret edebilir. Caddenin sonuna yaklaşınca yorulduğumuz hissedip Hofburg’a dönmek için tramvaya atladık.












Akşamında klasik müzik konserine gideceğimiz için Innere Stadt’a bir daha dönemeyeceğimizi düşünüp ana caddede biraz daha yürümeye karar verdik. Dolanırken şehrin en ünlü alışveriş caddelerinden biri olan Graben’i bulduk. Bu cadde de aynı Rotenturmstraβe gibi, Viyana porseleni ve kristal eşyalar da bulabileceğiniz, çok sayıda  dükkana ev sahipliği yapıyor. Caddenin üzerinde,  1679 yılında vebadan ölenlerin anısına yapılan “Kutsal Teslis Anıtı  (Pestsaule)” bulunur. Önünde fotoğraf çekildik tabi ki :) Bir sonraki durağımız Belvedere Sarayı oldu. 3.cü bölgede bulunan bu saray bahçeleriyle ve sanat gelerileriyle Viyana'nın en ilgi çekici yerlerinden biridir. Saray 1700-1725 tarihleri arasında,  Osmanlı Kuşatması sırasındaki başarısından dolayı, “Savoy Prensi Eugene” için  yazlık saray olarak yapılmıştır. Karlsplatz’a 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde olmasına rağmen, biz buraya ulaşmak için de tramvay kullanmaya karar verdik. Aynı gün içerisinde birçok yer gezmek bizi bitirmişti :) Açıkçası belli bir zamandan sonra bütün binalar bana aynı gelmeye başlamıştı :) Bu arada,  Belvedere Sarayı’nın  Yukarı Belvedere bölümüne  “Prinz Eugen Straβe” üzerinden, Aşağı Belvedere bölümüne “Rennweg” üzerinden ulaşabilirsiniz.






Eveeeet… Akşam oldu, konsere gitme zamanı geldi. Schönbrunn sarayı bizi bekler dedik ve yola koyulduk. Saray bizi tek kelimeyle büyüledi. Devasa, gösterişli, parkları ve binaları ile ilgi çekici… 13.cü bölgede bulunan bu saraya “Viyana'nın Versailles'i" deniyormuş. Köşkte 1400'den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunmaktadır. Adını burada bulunan su kaynağından alan saray; 1695 yılında, yıkılan eski yazlık köşkün yerine  yapılmış ancak Maria Theresa döneminde tamamlanabilmiş. Sarayı dolaşırken büyülenmeye devam ediyoruz ama zaman çabuk geçiyor ve konser saati geliyor. Aslında Schönbrunn’u gezmeye bütün günümüzü ayırsak olurmuş o kadar devasa yani :) Ama bizim yorgunluktan artık yeni bir yer göresimiz bile yoktu. Mozart ve Strauss’un eserlerinden oluşan konser çok güzeldi. Gerçekten büyülendik, göz kırkmadan izledik. Yok gerçi ben bir ara gözlermi kapatıp dinledim sadece :) Daha bile güzeldi diyebilirim :) 



İkinci günü daha kısa anlatmama rağmen gene upuzun bir yazı oldu. Umarım okurken sıkılmazsınız sevgili okuyucularım :) Bir de umarım ki Viyana’ya tatil planı yapanlara faydalı olabilmişimdir…

23 comments

  1. çok eğlenmişsiniz. harika fotograflar.

    YanıtlaSil
  2. Süpersin cağnomm harika!

    YanıtlaSil
  3. very nice pictures - looks like so much fun !!

    YanıtlaSil
  4. hayatimda hic sushi yemedim/yigemedim :-D
    senin blogunda cok güzel, hosuma gitti :)
    sende benim blogumu ziyaret edersen, cok sevinirim :)
    -> Mein Blog :)

    YanıtlaSil
  5. Süper bir post olmuş uzuun uzuun ben de yazın viyana yolcusuyum bu posttan öğreneceğim çok şey var :) sevgiler

    http://lunaparkqueen.blogspot.com

    YanıtlaSil
  6. harika bir görsel şölendi fotograflar çok güzel, viyana'ya gitmek istedim hemen sayenizde...

    YanıtlaSil
  7. so adorable photos dear! I like the green dress u wear in the last shots, yum for that choco cake!^^ Kisses!

    YanıtlaSil
  8. Çok eğlenceli ve çok güzel bir çiftsiniz maşaALLAH. Rabbim hiç ayırmasın hep mutlu etsin.
    Resimler gerçekten muhteşem..

    YanıtlaSil
  9. çok güzel bir yazı olmuş tatlım
    gülümsemeni çok sevdim

    ps: Tanıtım postunu yaptım, mutluluğunuz hiç bitmez inşallah...


    http://www.darkolivestyle.com/2012/07/blog-kesfi-vol1.html

    YanıtlaSil
  10. bol bol tatil kareler detaili yazilarr tam benlik bir yerdeyim :DDD umarim gec bulmadim ama simdiden itibaren takibe hemen aldimmm bile :))

    Mein Blog/Blogum

    YanıtlaSil
  11. viyana benimde listemde ama daha sirasi var:)) eger gidicek olursak aklima yazdim burdan detaylara bakarim super olmus yazin hemdebol fotografli :) ben de bloguma beklerim , sevgiler..

    YanıtlaSil
  12. Ohh mis gibi olmuş :)çok güzelsiniz canım sevgiler xoxo

    YanıtlaSil
  13. çok teşekkürler bayanlar güzel yorumlarınız için :) umarım işinize yarar postum :)

    YanıtlaSil
  14. oldukça detaylı ve bol emekli bir post olmuş,ellerine sağlık :) eğlenceli fotoğraflar eşliğinde zevkle okudum :)

    YanıtlaSil
  15. Fotolarin her biri harika, cok güzel bir ciftsiniz masallah! : )

    YanıtlaSil
  16. teşekkür ederim kızlar :) çok mutlu oldum beğenmenize :)

    YanıtlaSil
  17. ben avusturya'da Salzburg'u gormustum ancak Viyana kismet olmadi. detayli yazini alacagim yanima viyana'ya yolum duserse :)

    http://stylishtimes.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. al tabi daha fazla bilgiye ihtiyacın olursa bana stagiyeva@gmail.com adresinden ulaşabilirsin :) her zaman yardım ederim :)

      Sil
  18. SÜPPER KARELER,BURAM BURAM AŞK VE MUTLULUK KOKUYOR.ALLAH BOZMASIN CİCİM KOCAMAN MAŞŞALLAH:)

    YanıtlaSil
  19. harıka bır gecı olmus , konserler fotogrfalar kombınlerınız askınız:)) cok mutlu olun masallah sıze

    YanıtlaSil