Dünyayı gezerken bizi takip edin, maceramıza ortak olun !

İstanbul Tarihi Yarımada Gezi Rehberi

By 4/08/2020

İstanbul’da nereyi gezelim sorusuyla karşılaştığımızda, vaktiniz kısıtlıysa sadece Tarihi Yarımada’yı, vaktiniz bol ise en başta Tarihi Yarımada’yı deriz :) Çünkü İstanbul’un kalbi burası, çünkü o sarayların, camilerin, tarih kokan sokakların eşi benzeri yok. İstanbul’u bilen, burada yaşayan herkes bize hak verecektir. 


Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında kalan tarihi İstanbul Yarımadası (aynı zamanda Suriçi olarak da bilinmektedir) şehrin korunması amacıyla inşa edilmiş, şehir surları ile çevrili olan ve günümüzde Fatih ilçe sınırlarını kapsayan bölgeye verilen isimdir. 

İstanbul’un eski şehri (Old Town) kabul edilen, muhteşem yapıların ve tarihi eserlerin bulunduğu bu bölge, en başta gezilmesi gereken ve tam olarak tadını çıkarmak için en az 3 gün ayrılması gereken bir yer.

Tarihi Yarımada’da gezilecek yerleri sizin için bu şekilde toparladık:

1. Topkapı Sarayı

Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren 31. padişah Sultan Abdülmecid’e kadar yaklaşık dört yüz yıl süreyle imparatorluğun idare, eğitim ve sanat merkezi, padişahların da evi olmuş bir saray burası. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, 3 Nisan 1924 yılında müze hâline getirilen Topkapı Sarayı, Cumhuriyet’in ilk müzesi olma özelliğini taşır. Yaklaşık 700 bin metrekarelik alana yayılan Topkapı Sarayı yapıları, mimarisi, koleksiyonları ve yaklaşık 300.000 arşiv belgesi ile dünyanın en büyük saray-müzelerinden biridir.1 

Osmanlı Devleti'nin idari yapısını anlamak, saray yaşamını gözlemlemek ve olağanüstü koleksiyonlarına tanıklık için görülmelidir. Bir tam gün olmasa da burası 5-6 saati fazlasıyla hakeden bir yer. 

Giriş ücreti: 72 TL (Müzekart geçerlidir)
Harem bölümü giriş ücreti: 42 TL (Müzekart geçerli değildir)
Çalışma saatleri: 09:00-16:30 (Salı kapalı)


2. Sultanahmet

İstanbul’da gezilecek yerlerin en başında Sultanahmet meydanı ve en dikkat çekici yapısı ile Ayasofya’nın tam karşısında duran ve görenleri büyüleyen 6 minareli Sultanahmet Camii gelir. Sultan I. Ahmet tarafından 17'nci yüzyılda, Mimar Sinan'ın yetiştirdiği öğrencilerden biri olan mimar Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılan camii, ağırlıklı olarak mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileri ile bezelidir. İngilizcede camiye Blue Mosque denmesinin nedeni bu mavi süslemelerdir. Sultan Ahmet Camii, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkanlar, hamam, imarethane, sebiller, türbe, darüşşifa, mektep ve çeşmelerden oluşan külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Sultan I. Ahmet'in mezarı da cami bahçesine bitişik biçimde inşa edilmiştir.2

Giriş ücretsizdir. 



3. Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş

I.Konstantin İstanbul’u Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan etmesinin ardından giriştiği büyük imar çalışmaları kapsamında inşa ettirdiği Hipodrom günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak anılan alanda bulunmaktaydı. Meydanda gördüğümüz dikilitaş ve sütunlar da Hipodrom’un ortasında ayırma seti olarak bulunan “spina” denilen bölümün üzerinde bulunan anıtlardan geriye kalanlardır. Spinanın üzerine süs amacıyla konulmuş bir çok eserin daha olduğu bilinse de günümüze sadece Yılanlı Sütun, Örme Sütun ve Dikilitaş gelebilmiştir.3

Dikilitaş Mısır’da yer altı yatağından M.Ö. 1500’de çıkarılmış. MS 390 yılında Roma imparatoru I.Theodosius tarafından Mısır'dan getirilerek şimdiki yerine dikilmiştir. Böylece İstanbul, Londra ve Paris’ten yaklaşık 1500 yıl önce bir Mısır dikilitaşına sahip olmuştur. Üstelik bu dikilitaş dünya üzerinde dikili halde bulunan en büyük Mısır obeliksidir. Dikilitaş’ın bugünkü yüksekliği 19,59 metre ağırlığı ise yaklaşık 200 tondur.4

Dikilitaş’ın hemen yanında, birbirine dolanmış 3 yılan bedeni şeklinde Yılanlı Sütun bir başka adıyla Burma Sütun sergilenmektedir. Bu anıt Perslere karşı birleşen 31 Yunan sitesinin M.Ö. 479’da Platea’da kazandığı zaferin ardından Tanrı Apollon’a şükranlarını sunmak için Delfi’de bulunan Apollon Tapınağı önüne dikilmiş, 324 yılında I. Konstantin tarafından İstanbul’a getirilerek önce Ayasofya’nın avlusuna, tahminen 9. yüzyılda ise Hipodrom’un ortasındaki spinaya yerleştirilmiştir. 19 yüzyılda yapılan bir kazıda yılan başlarının bir tanesi bulunmuş ve şuan İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Diğer ikisi ise kayıptır.5

Meydanda bulunan eserlerin sonuncusu 32 metre uzunluğundaki Örme Dikilitaş’ın yapım tarihi bilinmemektedir; ancak 10. yüzyılda VII. Konstantinos tarafından tamir edildikten sonra onun adıyla anılmaktadır. Hipodromda yarışan atlılara dönme işareti veren bu eser onarıldığında bronzla kaplanmış ancak Dördüncü Haçlı Seferi sırasında bu bronzlar çalınmıştır.6

4. Ayasofya Müzesi

Bizans İmparatoru Jüstinyen’in emriyle inşa edilen Ayasofya, dünyadaki en önemli mimari yapılardan biri ve İstanbul'daki en büyük Doğu Roma kilisesidir. Ayasofya’yı gezip, devasa kubbesini ve eşsiz mozaiklerini görüp de etkilenmemek mümkün değil. 

Bugünkü Ayasofya binası, aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan "Üçüncü Ayasofya" olarak da bilinir. Yapımına 532 yılında başlanmış ve beş yıl gibi bir sürede bitirilerek, 537'de büyük bir törenle ibadete açılmıştır. 1453’te İstanbul’un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından bu yana müze olarak hizmet vermektedir.

Ayasofya, mimar bakımdan bazilika planı ile merkezi planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır. Bu çok eski binanın bir özelliği, yapımında kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan getirilmiş olmasıdır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş, Mimar Sinan’ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir. 1453’te kilise camiye dönüştürüldükten sonra Fatih Sultan Mehmet’in gösterdiği hoşgörüyle mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenlerse olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler, bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami, müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı çıkarılmış ve mozaikler yine gün ışığına çıkarılmıştır.7

Ayasofya Müzesi içi kadar dış mekanları ve Padişah Türbeleri ile de meşhurdur. Burada saltanat dönemleri birbirini izleyen Sultan II. Selim, Sultan III. Murad, Sultan III. Mehmed ile Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim türbeleri ile Şehzadeler Türbesi bulunuyor.

Giriş ücreti: 100 TL (Müzekart geçerlidir)
Çalışma saatleri: 09:00-19:00 (Pazartesi kapalı)



5. Yerebatan Sarnıcı

Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan Yerebatan Sarnıcı İstanbul'un en görkemli tarihsel yapılarından birisidir. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Sütunların büyük bir kısmı tek parçadan oluşmaktadır. 

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Osmanlılar tarafından 1453 yılında fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmiştir. İslami kaidelerin temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu tercih eden Osmanlılar’ın şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra kullanmadıkları anlaşılan Sarnıç, 16. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar Batılılar tarafından fark edilmemiş, nihayet 1544-1550 yıllarında Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından yeniden keşfedilerek Batı alemine tanıtılmıştır. Cumhuriyet Dönemi'nde de sarnıç, 1987'de İstanbul Belediyesi tarafından temizlenerek ve bir gezi platformu yapılmak suretiyle ziyarete açılmıştır.8

İnşaat sırasında 7000 bin kölenin çalıştırıldığı sarnıç, 38 yılda tamamlandı. Sütunlar üzerinde bulunan gözyaşları ise bir rivayete göre sarnıç inşası sırasında ölen köleleri işaret ediyor. Mükemmel atmosferi ve özel tarihi dokusuyla Yerebatan Sarnıcı’nı gezerken büyülenmemek ve biraz da ürpermemek elde değil. 

Giriş ücreti: 10 TL (Müzekart geçerli değildir)
Çalışma saatleri: 09:00-17:30



6. Gülhane Parkı

İstanbul’un göbeğinde bu kadar tarih kokan bir başka park yoktur. Fatih ilçesinde bulunan ve toplam alanı 163 dönüm olan Gülhane parkı, Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesiydi. Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk somut adımı olan Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839’da Abdülmecit döneminde Gülhane Parkı'nda okunmuştur ve bu nedenle buraya Gülhane Hatt-ı Hümayunu da denir. 1912 yılında park haline getirildi ve halka açıldı. 

Parkın girişinde sağ tarafta İstanbul şehremini ve belediye başkanlarının büstleri vardır. Parkın ortasından iki yanı ağaçlı yok geçer. Bu yolun sağında ve solunda dinlenme yerleri, çocuk bahçesi bulunmaktadır. Boğaza doğru kıvrılarak inen yokuşun hemen sağında bir Aşık Veysel heykeli, yokuşun sonuna doğru biraz üst kısımda ise Romalılardan kalma Gotlar Sütunu vardır.

Sarayburnu kısmında Atatürk’ün Cumhuriyetten sonra dikilen ilk heykeli bulunur. Atatürk, halka latin harflerini ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde gösterdi.9

7. İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi, Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait bir milyonu aşkın eserle, dünyanın en büyük müzeleri arasındadır. 

Türkiye'de müze olarak inşa edilen en eski binadır. 19. yüzyılda İmparatorluk Müzesi olarak kurulmuştur ve 13 Haziran 1891'de ziyarete açılmıştır. Arkeoloji Müzesi (ana bina), Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç ana birimden oluşmaktadır.10

Giriş ücreti: 50 TL (Müzekart geçerlidir)
Çalışma saatleri: 09:00-19:00 (Pazartesi kapalı)



8. Mısır Çarşısı

Eminönü’de yer alan Mısır Çarşısı Yeni Cami’nin yapılışı sırasında bu camiye gelir getirmek amacıyla inşa ettirilmiştir. Sultan III. Murat’ın annesi olan Safiye Sultan tarafından 10 Muharrem 1006 (1597) tarihinde başlatılan inşaat uzun bir duraklamadan sonra Sultan IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından tamamlattırılmıştır.

Aktarları ile meşhur çarşıda tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları, nadir bitki kök ve kabukları, kuruyemiş, şarküteri vs satılmaktadır.11

Çalışma saatleri: 08:00-19:00

9. Kapalı Çarşı

Osmanlı İmparatorluğu padişahlarından Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 yılında yaptırılan Kapalıçarşı, İstanbul’un Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerininin ortasında yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkan bulunmaktadır. Gün içerisindeki en yoğun saatlerde içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı tahmin ediliyor. Yılda 91 milyon turisti ağırlayan çarşı, dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanıdır.

15.yüzyıldan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir. Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu. Bütün dükkanların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir. Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazdı.

Günümüzde Kapalıçarşı’da 40.000 metrekare kapalı alanda sekiz ana kapı, 65 sokak ve 4000’e yakın dükkandan oluşmaktadır. Kapalıçarşı'nın en dikkat çeken iki yeri 15 bölümden oluşan Cevahir Bedesteni ve 50 kubbe ile çevrilmiş bir tasarım harikası olan Sandal Bedesteni’dir.12

Çalışma saatleri: 10:00-18:00


10. Beyazıt Meydanı

Osmanlı İmparatorluğu döneminde bir saray meydanı olan Beyazıt Meydanı, Tarihi Yarımada’nın merkezinde bulunan ve İstanbul Üniversitesinin görkemli kapısıyla dikkat çeken meydandır. Beyazıt Meydanı'nın en önemli özelliği, Osmanlı ticaretinin merkezi olan Kapalı Çarşı’ya açılıyor olmasıdır. Pek çok yıkıma uğramasına rağmen her yıkımında meydanın alanı genişlemiş ve büyümüştür. 

11. Eminönü ve Sirkeci

Tarihi Yarımada’nın en gözde ve hareketli semti tarihi Bizans dönemine kadar uzanan, Fatih ilçesine bağlı Eminönü’dür. Bölge 5 kilometre karelik bir alana kurulmuştur ve 33 mahalleden oluşmaktadır. Bölgenin nüfusu 1955 yılına kadar artmaya devam etmiş olsa dahi daha sonra bölge yaşam alanı özelliğini kaybetmeye başlamış ve ticaret bölgesi haline gelmiştir ve bu da bölgede ki nüfusun azalmasına yol açmıştır. 

Sirkeci limanı ile birlikte dünyanın en önemli limanlarından birini oluşturan semtte başlıca gezilecek yerler Mısır çarşısı, Tarihi Sirkeci tren garı, Yeni camii, Süleymaniye camii ve Galata köprüsüdür. 

12. Galata Köprüsü

490 metre uzunluğundaki Galata Köprüsü, İstanbul'da Haliç üzerine yapılmış, Karaköy ve Eminönü'nü birleştiren köprüdür. Dünyada üzerinden tramvay geçen ender baskül köprülerden biridir. Köprü altındaki balık restoranları, üzerinde balık tutan insanları ve günbatımıda büründüğü eşsiz atmosferi ile İstanbul’un önemli sembollerinden birisidir. 

Galata Köprüsü’nün tarihi çok eskilere dayanmakta. Bizanslılar İmparatoru Justinyen döneminde bile Haliç’e köprü yapma çalışmaları olmuş. Haliç’te yapılan ilk köprüler ise Ayvansaray ve Kağıthane’de yapılmış, ancak 1204 yılındaki haçlı seferlerinde yıkılmış.
1836 yılında ise Unkapanı ve Azapkapı arasında bir köprü yapılmış. Tarihi boyunca 4 kez yapılan ve yıkılan Galata Köprüsü’nün beşincisi ise 1994 yılında yapılmış ve günümüzde halen hizmet vermekte.13



13. Süleymaniye Camii

“Mimar bulursun ama Sinan’ı bulamazsın,
Sinan’ı bulsan Süleyman’ı bulamazsın…”

Yıllar önce Süleymaniye Camii için söylenen bu sözler günümüzde ne kadar da anlam kazanıyor değil mi?

Medresler, hazire, hastane, sıbyan mektebi, hamam, kütüphane ve dükkanlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olan Süleymaniye Cami, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir. Camii klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Mimar Sinan’ın kendi deyimi ile kıyamete kadar yıkılmayacak olan cami, yıllar boyunca atlattığı büyük depremlerde bile en ufak bir çatlak almadan günümüze kadar gelebilmiştir.

Süleymaniye camiinin 4 minaresi vardır. Bunun nedeni Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; bu dört minaredeki on şerefinin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işaretidir.14

Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii içerisinde yer alan türbeye defnedilmiştir. 

Çalışma saatleri: 05:00-22:30

14. Büyük Valide Han

Büyük Valide Han 17. yüzyılda Kösem Sultan tarafından yaptırılan, Mahmutpaşa Çakmakçılar Yokuşu'nda bulunan İstanbul'un en büyük hanlarından biridir. Geçmişte kervanların konakladığı Valide Han'da bugün pek çok dükkan yer almaktadır. Han muhteşem boğaz manzarası nedeniyle turist çeken popüler bir nokta. Amaç ise içindeki dükkanları gezmekten çok çatısına çıkıp kubbelerin birinde muhteşem İstanbul manzarası ile fotoğraf çekilmek. 

Eğer Eminönü’nden geliyorsanız Tahtakale Caddesi yokuşundan çıkarak esnafın yardımıyla yolu kolayca bulabilsiniz. Beyazıt’tan gelirseniz ise hem yokuş çıkmak zorunda kalmazsınız hem de hanı daha kolay bulabilirsiniz. 

Bu arada ufak bir not buraya kadar geldiyseniz üstelik fotoğraf meraklısıysanız 7 dakika yürüme mesafesindeki Kubbe İstanbul’a da uğramanızı tavsiye ederiz. Buranın çatısında belirli bir ücret karşılığında (kişi başı 100 TL) yere atılan dekor ve arka planda uçan martılar ile muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz. 

Çalışma saatleri: 06:00-20:00 (Pazar: 12:00-18:00)



15. Balat ve Fener Rum Patrikhanesi

Balat İstanbul'un Fatih ilçesinde Haliç kıyısında Ayvansaray ile Fener arasında bir semttir. İstanbul tarihinde Balat'ın özel önemi, İspanya’da Engizisyon'dan kaçan Yahudilerin II. Bayezid’ın davetiyle buraya yerleştirilmesi ve yakın zamanlara kadar buranın başlıca Yahudi mahallesi olarak varlığını sürdürmesidir. 15. yüzyıldan itibaren İstanbul'un Musevi toplumu Balat'ta ve Haliç'in karşısında Hasköy’de oturmuştur. Yahudi evleri genellikle üç katlı, dar ön yüzlü, ikinci ve üçüncü katlarında cumba gibi çıkmaları olan binalardır.

Balat’ı günümüzde popüler yapan ise rengarenk evleri, son birkaç yılda açılan birbirinden güzel kafeleri ve Fener Rum Patrikhanesi’dir. Patrikhane Ortodoks Hristiyanlığını temsil eden Doğu Ortodoks Kilisesini oluşturan 14 otosefal kiliseden biridir. Günümüzde Konstantinopolis-Yeni Roma Başpiskoposu I. Bartholomeos tarafından yönetilmektedir.15





16. Bozdoğan Kemeri

Roma İmparatoru Valens tarafından 4. yüzyılın sonlarında yaptırılan Bozdoğan Kemeri ya da bütün dünyada bilinen orijinal adı ile Valens Su kemeri Orta Çağ’da kentin su ihtiyacını karşılayan su kemerlerinin en önemlilerindendir. Fatih ilçe sınırları içerisinde Saraçhane bölgesinde yer alır. Yerden yaklaşık 20m, deniz seviyesinden ise neredeyse 65 metre yüksek olan kemer bugün kullanılmamaktadır.

Bozdoğan Su Kemeri, tamamı 250 kilometre civarında olan bir su taşıma sisteminin parçasıdır. Antik dönemin en büyük su kanalı tesislerinden olan Valentin Su Kemeri, Konstantinopolis’in toplam 1 milyon metreküp olan su depolarını (sayısız yer altı sarnıcı ve açık havuzlar) dolduruyordu.

İstanbul tarih boyunca su sıkıntısı çeken bir kent oldu. Bilhassa imparatorluk başkenti olduktan sonra inşa edilen birçok büyük kamu binası, saraylar, nüfusun artması ve tabi hamamlar, su ihtiyacını had safhaya çıkardı. Öyle ki 1768 yılında yayımlanan bir ferman ile artık şehre hamam yapılması yasaklandı (yapılan son hamam, Cağaloğlu Hamamı oldu). Bu nedenle; 2.Bayezid, Kanuni Sultan Süleyman, 2.Mustafa ve 3.Ahmet dönemlerinde Bozdoğan Kemeri ya restore edildi ya ilaveler ile büyütüldü. Kemer, Osmanlı döneminde sürekli ilgi gördü.16





İstanbul gezi rehberi yazı dizisindeki diğer yazılara da göz attığınızdan emin olun:

İstanbul Gezi Rehberi 2 için buraya tık tık
İstanbul’u Yaşamak için buraya tık tık
İstanbul Yeme İçme Önerile için buraya tık tık
İstanbul’da Çocukla Gidilebilecek Yerler için buraya tık tık
İstanbul’un İnstagramik Fotoğraf Noktaları için buraya tık tık

Referanslar

1 https://www.millisaraylar.gov.tr/saraylar/topkapi-sarayi
2 https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/istanbul/gezilecekyer/sultanahmet-camii
3 http://www.kalinti-istanbul.com/item/dikilitas/
4 https://tr.wikipedia.org/wiki/Dikilitaş_(Sultanahmet)
5 http://www.kalinti-istanbul.com/item/yilanli-sutun/
6 https://tr.wikipedia.org/wiki/Örme_Dikilitaş
7 https://tr.wikipedia.org/wiki/Ayasofya
8 https://www.yerebatan.com/tr/hakkimizda
9 https://tr.wikipedia.org/wiki/Gülhane_Parkı
10 https://tr.wikipedia.org/wiki/İstanbul_Arkeoloji_Müzeleri
11 https://www.misircarsisi.org.tr/yeni-camii-veya-valide-sultan-camiisi/
12 https://tr.wikipedia.org/wiki/Kapalıçarşı
13 https://tr.wikipedia.org/wiki/Galata_Köprüsü
14 https://tr.wikipedia.org/wiki/Süleymaniye_Camii
15 https://tr.wikipedia.org/wiki/Balat,_Fatih
16 http://fatih.gov.tr/bozdogan-su-kemeri

0 comments