Dünyayı gezerken bizi takip edin, maceramıza ortak olun !

Christmas döneminde New York, ABD

By 4/02/2012 ,

New York… New York…
I want to wake up, in a city that never sleeps
And find I’m A number one, top of the list
King of the hill, A number one…

Frank Sinatra’nın da söylediği gibi New York asla uyumayan bir şehirdir. Ünlü Fifth Avenue (5.ci cadde), geniş yeşil Central Park, Times Square, Empire State Building, Brooklyn Bridge, Wall Street, Statue of Liberty görebileceğiniz yerlerden sadece bazıları…Özellikle “Gossip Girl” veya “Sex and the City” hayranıysanız New York size daha da cazip gelecektir :)

Biz Cihat’la New York’u Christmas zamanı ziyaret etmiştik. 4 günlük bir tatil planlamıştık ve yapmak istediğimiz herşeyi bu 4 güne kolayca sığdırmıştık. Hava ilk gün dondurucuydu, tam olarak “-7 C˚”. California’da yaşayan insanlar olarak bizim en kalın montumuz trenç kot’tu… Gerisini siz düşünün :)  Burnum donup kopacak diye korkuyordum, en sonunda bir mağaza bulup atkı, şapka ve eldiven aldık :)


New York beş bölüme ayrılmıştır: Manhattan, Brooklyn (Kings County), Queens (Queens County), Bronx ve Staten Island (Richmond).  Gezilecek görülecek mekanların çoğu Manhattan adasındadır. Manhattan’da uygun otel bulamadığımız için biz köprünün karşı tarafını yani Queens’i tercih etmiştik. Brooklyn gibi Queens’den de Manhattan’a ulaşım metro ile kolayca sağlanabiliyordu. New York metrosu 24 saat çalışır ve tam bir tarihi eserdir :) dokunurlarsa dökülecek diye yenilemeye korkuyorlarmış :) Buna rağmen metronun varlığı New York’u ziyaret eden turistlerin hayatını baya kolaylaştırıyor. Her noktadan her noktaya ulaşım mevcut. 

JFK havalanına indikten ve otelimizin yerine uzunca bir süre aradıktan sonra Manhattan’ı keşfe çıktık. İlk durağımız tabi ki 5. cadde oldu. Louis Vuitton, Gucci, Prada, Bulgari, Tiffany’s, Cartier gibi mağazalar ABD’nin neredeyse her şehrinde olmasına rağmen Fifth Avenue’de bir başka gözüküyorlardı :) Fifth Avenue’de dolaşıp arada bir ısınmak için kafelere sığınıp kahvelerimizi içtikten sonra Trump World Tower ve United Nations Headquarters’a doğru yola çıktık. Ben çok beğenmedim, bence burayı görmek yerine 5. caddede daha uzun vakit geçirilebilir. Fotoğrafları ekleyeceğim siz kendiniz karar verin :)

United Nations headquarters’den çıkıp rastgele sokakları dolaştık bir baktık ki Park Avenue’ye kadar gelmişiz. Chrysler building ve Grand Central terminal yürürken gördüğümüz bazı eserlerdendir. New York Public Library’ye ulaştığımızda, aldığımız atkı ve şapkalara rağmen soğuktan kaymaya başlamıştık:) ama durmak yok devam dedik kendimize :P Bryant Park tam bir görsel şölendi. Çeşit çeşit yılbaşı ağaçları, ortada kayak pisti, hediyelik eşya satan standlar…  İnsan oraya kadar gitmişken kayar değil mi? Biz çok üşendik ve nede olsa Central Park’da kayarız deyip oradan ayrıldık. Bir sonraki durağımız benim ve büyük ihtimalle sizin de :) 

New York’da en çok merak ettiğim Times Square meydanıydı. Daha adımımızı atar atmaz nereye bakacağımızı şaşırdık. Etraf kocaman billboardlarla dolu, metro girişi bile afilli, tam ortada Ernst&Young şirketinin gökdeleni, subway’in (metro) karşısında Madam Tussauds müzesi, Dave and Busters oyun ve eğlence merkesi, Hard Rock cafe, devasa boyutlardaki Toys’r’Us mağazası, vs. Times Square’i çok beğendiğimiz için ertesi gün buraya gelip daha uzun vakit geçiririz diye düşündük ve yolumuza devam ettik. West 34 caddesine doğru yürüyüp Christmas için özel süslenmiş Macy’s mağazasını gördük. Oradan Empire State Building’e doğru yürüdük, binanın içini dışını gördükten sonra karnımızın acıktığını fark ettik ve Türk restoranı aramaya koyulduk. 

Bir Türk Amerikada neden Türk restoranı arar diye sorarlar insana tabi :) Ama biz yıllardır San Francisco’da Türk yemeği özlemi çektiğimiz için ve New York’da inanılmaz güzel Türk restoranlarının varlığını duyduğumuz için başka bir opsiyon düşünmedik bile :) Ali Baba’da pideleri kebapları yiyip ısındıktan sonra son gücümüzü toplayıp Madisson square parka doğru devam ettik. Pek de görmeye değer bir yer değilmiş, eh işte. Birinci günü metroya atlayıp Queens’deki otelimize dönerek noktaladık.

İkinci gün gördüğümüz yerler arasında Financial Distrinct, Wall Street, Brooklyn Bridge, City Hall, Trinity Church, New York Stock Exchange, World Trade Center, Buonnatale (Little İtaly) ve Chinatown vardı. Günün geriye kalan zamanını ise Times Square’i daha detaylı keşfederek geçirdik :) M&M mağazası eğlenceli vakit geçirdiğimiz mekanlardandı. Ünlü Broadway caddesi Times Square’den yürüme mesafesinde. Parkları dolaşarak vakit kaybetmek yerine Broadway’de Mamma Mia oyunu seyredilebilir bence. Keşke öyle yapsaydım diyorum şimdi. Diğer keşkelerim şu şekildedir: keşke New York’a kışın değil de yazın gidip Carrie Bradshaw gibi cıvıl cıvıl giyinebilseydim ve keşke bu kadar yol gitmişken Niagara şelalelerini de görseydim :)  

New York’daki üçüncü günümüzde ilk olarak, dünyanın en çok tanınan abidelerinden olan Statue of Liberty (Özgürlük Anıtı)’nin bulunduğu Liberty Island’a gittik. Bu adaya ulaşım Brooklyn köprüsünün oradan kalkan vapurlar ile mümkün. Özgürlük heykeli ile ilgili birazcık bilgi: “Heykel sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir tablet tutar. Tabletin üstünde 4 Temmuz 1776 tarihi (Bağımsızlık Bildirgesi'nin tarihi) yazılıdır. Heykelin başındaki taç'ın 7 sivri ucu 7 kıtayı veya 7 denizi simgeler. Ziyaretçiler heykelin içinden meşaleye kadar 168 basamaklı bir merdivenden çıkabilirler. Meşalenin etrafındaki dehlizde 15 kişi bir arada dolaşabilir. Özgürlük Heykeli 1884 yılında Fransa'da tamamlandıktan 1 yıl sonra 350 parçaya bölünüp 214 sandık içinde New York limanına ulaştırılmıştır. Parçalar, 4 ay içinde kaidenin üzerinde yeniden birleştirilmiş.” (http://www.wikipedia.org/)

New York’un simgesini de gördükten sonra Central Park’a doğru yola çıktık. Central Park devasa bir yer olduğu için onda birini bile gezemedik :) Yazın daha güzel olabileceğini düşündüğüm bu mekanı, kışın cazip kılan ise hayatımda gördüğüm en büyük kayak pistine ev sahipliği yapmasıdır bence. Central park Fifth Avenue’ye bağlandığı için Fridays’e geçip yemek yedik, biralarımızı içtik ve bu gün de böylece bitmiş oldu.
  
Son gün de Chelsea bölgesinde yürüdük. New York State üniversitesinin sokağında pastahanede oturduk, Washington Square park’ı ziyaret ettik ve JFK havalanına doğru yola çıktık. İşte New York seyahat resimlerimiz...



























0 comments