Dünyayı gezerken bizi takip edin, maceramıza ortak olun !

TAYLAND: Phuket Günübirlik Turlar

By 7/18/2018


Filmlerde, instagram fotoğraflarında gördüğümüz ünlü Phi Phi sahilleri, James Bond adası gibi saklı cennetlere ulaşmak için ya Phuket’ten günübirlik tur almanız ya da limandan tekne ile bu adalardan birine ulaşıp konaklamanız gerekir. Günübirlik turun avantajı sınırlı sürede daha çok yer görebiliyorsunuz. Dezavantajı ise o güzelim sahillerin tadını doya doya çıkaramıyorsunuz. Kalmak gibi olmuyor tabi :)

Biz ilk defa gittiğimiz için ve Phuket’e ayırdığımız sadece 5 gün olduğu için günübirlik turları tercih ettik. Bir daha gelirsek Phuket’e en beğendiğimiz adaları seçip oralarda konaklayacağız. Bir başka yol ise kaptanlı tekne kiralayıp istediğiniz adalara istediğiniz zamanda gidip istediğiniz kadar vakit geçirmektir (burada önemli olan fiyatta ve gezilecek ada sayısında önceden anlaşmaktır). Bundan sonra çocuklarla seyahat edeceğimiz için daha keyifli olacağına inandığımız bu yolu da tercih edebiliriz :)

JAMES BOND + 7 ADA TURU 

İlk tercihimiz Phang Nga bay ve James Bond adası turu oldu. Eee artık kaç gündür Phuket’teyiz şu meşhur deniz ortasına çakılmış kayayı görelim değil mi :) Sabahın erken saatlerde otobüsler tura katılacakları otel otel dolaşıp aldılar. Teknenin kalkacağı Laem Sai Pier limanına getirip burada biletleri dağıttılar. Burada tabi acayip curcuna, her ülkeden turist var, kimisi anlıyor kimisi anlamıyor :) Ay bileti kim verecek, vay onlarca tekneden hangisi bizimki, aman yanlış tekneye binmeyelim, vay midem bulanır mı… Neyse nihayet ortalık yatışınca 25-30 kişilik tekneye tıklım tıkış 50 kişi bindiriliyor, burada başka bir vayyy… İnşallah batmayız :)
Tekne hareket edince bu kaygı daha da artıyor zira tekne zıp zıp dalgalara karşı müthiş bir hızla ilerliyor. Aslında Long tail boat dedikleri Tayland’ın geleneksel ahşap botları ve yavaş tekneler de vardı tur opsiyonları arasında; ama bizim gidiş dönüşe 6-7 saat harcamaya niyetimiz yoktu tabi :) Hızlı botla gidiş dönüş en fazla 3 saat. Evet zıplıyor olabilir biraz ama sonuçta bu adamlar bu işi her gün ve yıllardır yapıyorlar değil mi ne kadar tehlikeli olabilir ki :) öncesinde mide bulanmasına karşı hapınızı da aldınız mı ohh miss :)

Bu tur Phuket ve Krabi arasında kalan Phang Nga koyundaki birkaç küçük ada ve mağaraları gezdiriyor. Turların dolu dolu gözükmesi için tur şirketlerinin gereksiz birçok durak eklediğini fark ettik. Örneğin bu aldığımız tur 8 durak gibi görünse de kayda değer iki ada, bir köy ve bir kano gezintisi vardı. Diğerinin sadece önünden tekne ile geçiliyor veya hızlı bir fotoğraf molası veriliyor ve hop yola devam :) O yüzden biz kayda değer olanlardan bahsedelim ve yazıyı daha fazla uzatmayalım.   
James Bond adasının adı neden bu artık herkesçikler biliyordur herhalde :) Çünkü efendim 1974 yılında James Bond filmi (The man with the golden gun) burada çekilmiş ve o gündür bugündür canım Khao Tapu adası James bond olmuş. Çok mantıklı değil mi :) Adada su çok çamurlu ama denizin ortasında bu kadar dikine duran kaya parçası ilgi çekmiyor değil tabi. Fotoğraf çekmek için didinip duran kalabalığı görseniz şaşarsınız :) Şu sahili kimse yokmuş gibi çekmeye çalışanlar falan… Oysa ki arkada en az bin kişi var :) Biz de çekindik tabi ve kimsecikler yokmuş gibi çıktı ahaha blogger olmak kolay değil :)





Sonraki durağımız Panyee Village, Müslüman balıkçıların denizde sütunların üzerine kurduğu bir köy. Buraya öğlen yemeği ve alışveriş için uğradık. Yemek tam anlamıyla rezalet. Açlıktan yedik ama o ayrı :) Ay bir de bu Uzakdoğulu turistler böyle iştahla ağızlarını şapurdata şapurdata yemiyorlar mı o yemekleri. Dedik herhalde sorun bizde :) Panyee Village tekne ile yanaşırken uzaktan çok güzel görünüyor, önündeki renkli botlar ise daha da fotojenik yapıyor kasabayı. Her bot bir iskeleye yanaşıyor ve o iskelenin ait olduğu restoranda yemek yeniyor. Yemekten sonra restoranın arka tarafından köy pazarına daldık. Burası klasik Uzakdoğu pazarlarından, her türlü yiyecek, giyecek, hediyelik eşya satışı yapılıyor. Hava çok nemli, şapır şapır terliyoruz, ayy bir de pişen yemek kokularından gına geldi, yarım saat sonra kendimizi dışarı atmak istedik ama ne mümkün. Kaybolduk kokarca pazarda, restoranımızın kapı girişini bulamıyoruz pazarın içinde. Artık panik olmaya başlamıştık çünkü teknemizin kalkışına 5 dk kalmıştı, bir an mucize oluverdi ve bizim turumuzdan birkaç kişiyi gördük. Onlar da kaybolmuş :) ama en azından birlikteyiz tekne bu kadar kişiyi bırakıp da gitmez değil mi? Neyse sonunda bulduk ve kurtulduk bu köyden. Size tavsiye: pazara girdiğiniz restoranın arka kapısının fotosunu falan çekin :)







Adadan adaya geçerken arada kano gezintisi yapıldı. Phang Nga bay’in tekne ile gezerken de çok güzel olduğunu fark etmiştik ancak kano ile yavaş yavaş ilerlerken gerçekten çok keyif aldık. Mağaralar, yüksek kayalıklar, suyun yeşili büyüleyici bir atmosfer sunuyordu. Kısa bir süreliğine de olsa rüyalar diyarına uğradık :) İçinde kano gezintisi olan turu kesinlikle tercih etmelisiniz.   






Son durağımız olan Lawa adasına ayak basınca oh be dedik nihayet deniz, kum, güneş, pozlar, fotolar, yatma, dinlenme… Adada hiç tesis yok ama bolcana ağaç var kendimize gölge bir yer seçip bu sakin ve huzurlu adanın keyfini çıkardık. 











Turumuz toplamda 10 saat sürdü. Sabah 8’de otelden alınmıştık, akşam 6’da bırakıldık.

PHİ PHİ ADALARI

Aldığımız turlar arasında en güzeli buydu. Turun kalitesinden sebep değil, birçoğu aynı kalitede hizmet veriyor. Yazının başında da bahsettiğimiz gibi daha kaliteli hizmet alabilmek için en iyisi özel tekne kiralamak. Fakat bu tur kapsamında gezilen yerlerin hepsi harikaydı. 
İlk durağımız meşhur Maya beach. Phi Phi turu demek Maya beach demek, Maya beach demek Leonardo DiCaprio’nun Beach filmi demek. Çekim için burayı seçmekte ne kadar da haklılarmış gittik gördük. Anlatılmaz yaşanır gerçekten. Renkler inanılmaz, deniz çok sakin ve temiz, koy hayatımızda gördüğümüz en fotojenik yer olabilir. Burada sadece 1 saat geçirmemize fırsat veriyorlar biz de ne yapacağımızı şaşırıyoruz fotoğraf mı çekelim, yüzelim mi, yürüyüş mü yapalım, yatıp güneşlenip etraftaki güzellikleri mi izleyelim :) 1 saat ne ki… burada en az 4-5 saat geçirmek şart aklınızda bulunsun. 










Teknemiz sahile yanaşıyor, yolcuları topluyor ve ikinci durak olan Maymunlar adasına doğru ilerliyoruz. Burada çok kısa kalıyoruz çünkü maymunları rahatsız etmemek gerek, sadece 10-15 dk adaya inip fotoğraf çekmemize izin veriyorlar.


Sonra Loh Samah koyuna yanaşıyor ve yüzme molası veriyoruz. Yüzme dediysek de öyle boş boş değil Andaman denizin zengin faunası eşliğinde :) Yüksek kayalıklarla çevrili koy mu daha güzeldi yoksa rengarenk balıklar mı bilmiyoruz ama bütünüyle çok keyifli bir duraktı diyebiliriz :)



Öğlen yemeği molası için 2014 yılındaki tsunami felaketi sırasında harap olmuş fakat sonradan yapılanmış Phi Phi Don adasında yanaşıyoruz. Burası Phi Phi adalarının büyüğü ve kalabalık olanıdır. Phi Phi Leh takım adası ise Maya beach’in bulunduğu, imara kapalı bir doğa harikası. Phi Phi don’da yine orta kalite yemeğimizi yedik, adayı yarım saat turladık, alışveriş yaptık ve teknemize döndük. Burada denize girmedik çünkü hem vakit kısıtlıydı hem de çok fazla tekne yanaştığı için deniz temiz gelmedi.  



Viking mağarası ve Pileh koyu uzaktan gördüğümüz sonraki duraklarımızdı. Buralarda tekne yavaşladı ve fotoğraf çekme imkanı verdi.  



Birçok Phi Phi adaları turları arasında bunu seçmemizin sebebi son durak olarak Khai Nok adasına uğramasıydı. 3 Khai adası (Khai Nai, Khai Nui ve Khai Nok) içinde en küçüğü ve bizce en sevimlisi, kıyıda balıkların yüzdüğü, rengarenk şemsiyeli bir plajı ve küçük bir tesisi olan minnoş bir ada. Burada yüzme molası verildi ve yaklaşık 1,5 saat boyunca adanın keyfini çıkardık. 




Bu tur da yine 10 saat sürdü ve akşam 6’da otelimize varmıştık bile.  

MACERA TURU

Son tur için epey kararsız kaldık. Phukete gitmeden önce planda Krabi adaları vardı aslında ama orada istediğimiz içerikte tur bulamadık ve yerlilerin tavsiyesi orası başka bir tatil, Krabi’ye ayrıca gitmeniz gerekir demeleri üzerine vazgeçtik. Dünya Miraslar listesinde olan Similian National Park (Similian adaları) turunu alacaktık hatta buranın birkaç sene sonra turistik ziyaretlere kapatılacağını duyunca iyice heveslendik ama ne olduysa tur satıcısının “yeter artık deniz güneş çok gördünüz, bir de macera yaşayın” demesiyle Adventure turunu aldık. Çok aksiyon seven bir çiftiz ya ondan olmuştur :P
Yine klasik sabah erkenden otelden alındık, aksiyonları yaşayacağımız parka ulaştırıldık. Burada çantaları dolaplara kitledik, üzerimize bikini, şort ve rahat ayakkabı giydik (spor ayakkabı tercih etmeyin bolca sulu aktivite var, en iyisi rahat bir sandalet), değerli eşyalarımızı boyna asılan ufak bir su geçirmez çantanın içine koyduk (bu çantalaradan orada satıyorlar) ve aktiviteler başladı.
İlk aktivite rafting. Kolay bir parkur olmasına rağmen biz ilk defa yaptığımız için çok eğlendik. Bizimle aynı botta bir Hintli çift ve durup dururken heyecan yaratmayı seven bir bot kaptanı :P vardı. Fotoğraf çekecekseniz makinenizi/telefonunuzu su geçirmez bir kılıfla koruduğunuzdan emin olunuz :) 


İlkleri yaşadığımız bu günde ATV sıradaki aktiviteydi. Uzaktan masum hatta sevimli gözüken bu makine üzerinde iken pek de sevimli olmuyormuş. Düşünün ilk kez biniyoruz, ormanın içinde, dağlık bir arazideyiz. ATV’ler de öyle yeni bakımlı fln değil bildiğiniz çamur içinde. Her yokuş çıkışımızda kenetlendik birbirimize, bir de sürüyü kaybetmeyeceğim korkusu var ormanın derinliklerindeyiz nihayetinde :) Neyse şükür bunu da atlattık indiğimizde kan ter içinde kalmıştık ama olsun bunu da başarmıştık. Haa bu yaptığımız tertemiz yeni ATV ile düz yollarda gezinmek gibi değil yani bilesiniz :)


Bu da bitti derken sıradaki… O da ne? Flying Hanuman mı? Yok ben istemem :) Bu kadarı da fazla artık :) Yüksek bir yerde bir ağaçtan başka bir ağaca ip bağlanmış ve sizi uçuruyorlar. Gereksiz… ay keşke Similian adaları turu alsaymışız o tur satıcısını bi elime geçirirsem…


En son fil safari yapıp, bir güzel de fil tarafından ıslatılıp, ama daha sonra bu devasa ama sevimli mi sevimli hayvanı besleyip okşadıktan sonra turumuzu bitirdik. Bu işin ilginç tarafı fili sahibi yönlendirse de fil arada kendi istediği yoldan gidiyor ve bu bizim için epey korkutucu oldu. Düz yol varken ne diye hayvan yamuk yumuk yılları tercih eder hiç anlamadık :P Bu arada file binme fikri önce hoş gelmedi, hayvana zarar vermekten endişelendik ancak gördüğümüz kadarıyla onlara çok iyi bakılıyor ve bizim ağırlığımız ona karınca ağırlığı etkisi yapmış gibiydi :)




Aktivite aralarında bir de ufak bir şelale gezmiştik. Fazla etkileyici olmasa da o sıcakta ıslanıp rahatlamak için güzeldi. 



Yorgun, bitkin, pis ama gururlu bir şekilde günü tamamladık :)

PHUKET FANTASEA SHOW

Fantasea show Phuket’e gelenlerin mutlaka izlediği bir gösteri ve turistik atraksiyonlar arasında ilk beşte olduğu için biz de bir akşamımızı buna ayırdık. Turlar başlığı altına dahil ettik çünkü biletini yine tur satıcılarından aldık. İster sadece gösteriyi izleyin isterseniz paket satın alıp gösteriden önce yemeğinizi yiyin ve otelinizden ulaşım sağlayın. Biz paket satın aldık, gösteriden önce etkinlik parkına gittik yemek yedik, gezdik, alışveriş yaptık ve açıkçası bu kısım gösteriden daha keyifliydi. Etkinlik alanı çok renkli ve ışıklıydı, gösteri başlamıyor olsaydı daha fazla vakit geçirmek isterdik. Show’un kendisi çok gösterişliydi evet ama bizce biraz kısaydı ve basitti :) Yani daha önce Broadway’de müzikal veya Las Vegas’ta Cirque de Soleil show’ları islediyseniz hiç etkilenmeyebilirsiniz :)




Yazımızı bitirmeden önce birazcık da tur fiyatlarından bahsedelim. Biz 2016 yılında gitmiştik bu sebeple verdiğimiz fiyatlar değişmiş olabilir ama yine de fikir olsun diye yazalım. Burada önemli olan pazarlık, pazarlık ve bir daha pazarlık. Öyle ki broşürün üzerinde yazan fiyatın yarısını hatta %40’nı ödeyip çıkabiliyorsunuz. Zaten tur satıcıları da broşür fiyatından bahsetmiyorlar bile, ilk söyledikleri o fiyatın %70’i civarında oluyor. Aşağıdaki fiyatlar kişi başıdır.
Fantasea show: $65 (yemek ve ulaşım dahil)
Phi phi adaları turu: $45
James Bond + 7 ada turu: $45
Macera turu: $50

Bir sonraki gezi yazımızda buluşmak üzere… 
Diğer seyahat yazılarımıza da göz attığınızdan emin olun :)

0 comments